Derken, yattığı yerden doğruldu, çevresine baktı ve içindeki bu fırtınayı dindirmeyi arzuladı. İşte o zaman, eskisi gibi resim yapmak istediğini anladı. Yani dışarıdaki gibi. Selime Öğretmen’in derslerden birinde ona ne demek istediğini şimdi daha net anlıyordu: O bir yalancı şahitti!
Ama bunu anlaması için “mahkemeye” çıkması gerektiğini hiç bilememişti o güzel okul gününde.
(...)
(Sayfa 36)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder